İMAMET VE CEMAATLE NAMAZ

İmamet: Namazının bir cüzünde imama ittiba'dır.O ittibaı edene muktedi tâbir olunur ki, onun Müdrik, Mesbûk, Lâhik, envai âtide anlatılacaktır.
İmamlık, bizce müezzinlikten efdâldir. Nebî aleyhis-salâtü ves-selâm efendimiz hazretlerinin ve hulefai râşidînin, rıdvânullâhi teâlâ aleyhim ecmaîn hazeratının muvazabetleri imametedir.
Efdâl olan: İmam, hem de müezzin olmaktır. İmam Ebû Hanîfe hazretleri, imamlık meziyyeti ile ezan okumanın faziletini cem etmişlerdi.
Cemaatle namaz kılmanın, yalnız başına kılınan namazdan 27 kat faziletli olduğu Peygamber Efendimiz'in (S.a.v) hadis-i şerifleriyle sabittir. İmam, namazın farz, vacip ve sünnetlerini en iyi bilen kişi olduğu için, ona uyan cemaat ise, en iyi bilen kadar namazın sevabına ulaşacaktır.
Cemaatle kılınan namaz, müslümanların birbirini tanımasını, toplumda huzur ve kardeşliğin oluşmasını sağlamaktadır.
Cemaatle namaz kılarken, kişi sünnet namazlarını kendisi kılar, sadece farz namazlarda imama uyar.
İmamın vasıfları: En iyi bilen, en iyi okuyan, ehli sünnete en uygun olan ve en yaşlı olan kişi imam olmalıdır.
İmam olan kişi şöyle niyet eder: “Niyet ettim Allah rızası için ... namazını kılmaya, ben imamım bana tabi olana (uyana)”
İmama uyan cemaat şöyle niyet eder: “Niyet ettim Allah rızası için ... namazını kılmaya uydum hazır olan imama”
Kadınlar cemaat olarak namaz kılmak zorunda iseler imam öne geçmez safın içinde yani hizasında durur.
Cemaatle kılınan gündüz (öğle, ikindi) namazlarının farzlarında, imam kıraatı (Fatiha ve namaz sûresini) içinden okur ve cemaat de bu sûreleri okumadan, imamın kıraatı tamamlamasını bekler.
Sabah, akşam ve yatsı namazlarının farzlarında , imam, ilk iki rekatta kıraatı dışından yapar ve cemaat, Fatiha Sûresi'ni imam bitirince, imamla beraber içinden ''amin'' der. Akşam namazının 3. ve yatsı namazının 3. ve 4. rekatlarında, imam, sadece içinden Fatiha Sûresi'ni okur, cemaat de bu sûreleri okumadan, imamın kıratı tamamlamasını bekler.
Cemaat, imamla beraber tekbirlere katılır; Et-Tahiyyâtü, Salli, Bârik ve Rabbenâ duâlarını okur, secde ve rükûdaki tesbihleri yapar
Cemaatle namaz nasıl kılınır?
İmametin Şartları
1- Kâfir olan bir kimsenin imamlığı ittifakla sahih değildir.
2- Hanefi ve Şafii mezheplerine göre, delinin arkasında namaz kılmak sahih değildir. Ancak delilik hali, nöbet şeklinde ara ara geliyorsa aklı başında iken arkasında kılınan namazlar sahihtir. Fakat ara ara deli olan bir kimsenin arkasında namaz kılmak mekruhtur. Aynı şekilde bunak ve sarhoş kimselerin imamlığı da sahih değildir.
3- Hanefi mezhebine göre, farz veya nafile namazlarda, temyiz çağında bulunan çocuğun, ergenlik çağına ulaşmış olan kimselere imamlık yapması sahih değildir. (Şafii mezhebinde ise temyiz çağındaki çocuğun ergenlik çağında bulunan kimselere İmam olması sahihtir.)
4- Kadınların ne farz ne de nafile namazlarda erkeklere imam olması sahih değildir. Hanefi mezhebine göre, teravih namazı olsa bile erkekler olmadan kadınların kendi aralarında cemaatle namaz kılmaları mekruhtur. (Şafii mezhebine göre, kadınların kendi aralarında cemaatle namaz kılmaları müstehaptır. İmam olan kadın, cemaatin ortasında durur.)
5- Abdestsiz olan kimsenin imam olması sahih değildir.
6- Hanefi ve Şafii mezheplerine göre, imam olan kimse, namaz sahih olacak şekilde düzgün okumalı ve rükunları yerine getirmelidir. Onun için Kur’an okumayı bilen kimsenin, okumayı bilmeyen ümmî kimseye uyması sahih değildir. Uyduğu takdirde namazı yeniden kılması icap eder.
7- İttifakla, başka bir kimseye uymuş olana uymak sahih değildir.
Hanefi mezhebine göre, bir imama uymuş olan mesbuk kimse, yetişemediği kısmı tamamlamak için ayağa kalkınca, bir başka kişinin gelip ona uyması sahih değildir. Şafii mezhebine göre, selam vermek, abdestsizlik veya başka bir sebeple namazdan çıkan imamın imamlığı sona erer. Çünkü imamla cemaat arasındaki irtibat biter. Böyle bir durumda mesbuk olan kişi, başkasına uyabileceği gibi, başkasının da kendisine uyması sahihtir.
8- Hanefi mezhebine göre, imam olan kimsenin, devamlı burun kanaması, yellenme, idrarını tutamamak ve benzeri özürlerden uzak olması şarttır. Bu özürlere müptela olan kimse, ancak kendisi gibi özürlü olanlara imam olması sahihtir. Fakat bu durumda, imam ile cemaatin özürlerinin bir olması şarttır. mezhebine göre, namazı iade etmesini gerektirmeyecek derecede özürlü bulunan kimsenin, özürsüz sağlam bir kimseye imamlık yapması sahihtir.
9- Hanefi mezhebine göre imam, cemaat sevabını kazanmak için namazını tekrarlayan kimse olmamalıdır. Böyle bir kimseye uymak sahih değildir. Çünkü namazını tekrarlayan kimsenin namazı nafiledir. Nafile namaz kılan kimsenin arkasında farz namaz kılmak da sahih değildir.

Cemaate Gitmemek İçin Özür Sayılan Haller
Geçerli bir özür bulunmadıkça cemaate devam edilmelidir. Hanefi ve Şafii mezheplerine göre, aşağıdaki sayılan özürler sebebiyle cemaate gidilmemesine ruhsat vardır:
1-Kişinin cemaate katılmasını zorlaştıran hastalık, cemaate katılmamak için bir özürdür. Akraba olmasa da bakıcısı olmayan bir hastanın bakıcılığını yapmak ve benzeri durumlar da bunun gibidir.
2-Kendine, malına, şerefine bir zarar gelmesinden yahut cemaate gitmekte zorluk verecek derecede bir hastalık gelmesinden korkmak. Sefere çıkan kimseye arkadaşlarından ayrılma korkusu varsa, cemaat vacip değildir. Bunun gibi ocaktaki ekmeğin, ateşteki yemeğin telef olması, kendisine kaybolmuş malın yerini söyleyecek olan birini bulma ve onunla görüşme fırsatını kaçırma korkusu gibi sebeplerle de kişi üzerine cemaate gitmek vacip değildir.
3-Şiddetli yağmur, çamur, şiddetli soğuk, öğle vaktinde şiddetli sıcak, gece şiddetli rüzgâr, şiddetli karanlık gibi durumlar da cemaate gitmeme mazeretleridir.
4-Küçük ve büyük abdesti bozma ihtiyacı; çünkü bunlar namazın huzur içinde yerine getirmeye ve tamamlamaya engel olurlar. Canının çektiği bir yemeğin hazır olması, şiddetli açlık, susuzluk da cemaate devam etmeme özürlerindendir.
5-Kokan ve kokusunu gidermek mümkün olmayan çiğ bir madde yemek. Mesela, soğan, sarımsak yiyen kimse bunların kokusunu giderinceye kadar cemaate gitmemelidir. Çünkü hem melekler ve hem de cemaat bu kokudan rahatsız olurlar. Kasaplık yapan kişi ile benzer işlerde çalışıp bedeninde ve elbisesinde çirkin kokular yayılan kişinin durumu da böyledir. İnsanlara eza veren cüzam ve alaca hastalıklarına yakalanan kimselerin durumu da böyledir. Buna göre cemaate devam etmek için koku yapan yiyecekleri çiğ olarak değil de pişirilmiş olarak yemelidir.
6-Bir yerde hapsedilmiş olmak cemaate devam etmeme mazeretlerindendir.
Cemaate devam etmek istediği halde, önüne bu gibi maniler çıkan kimse niyetine göre, cemaat sevabına nail olur.
SAF TUTMA USULÛ



İmamın arkasında, yalnız bir adam veya temyiz çağına giren bir çocuk bulunduğu zaman, imamın tam sağında ve biraz imamın gerisinde durur. Ancak bu aradaki mesafenin dört, beş parmak kadar bir aralık olması iyidir. İmamın tam arkasında durması, kerahetle caizdir.
İmamın arkasında sadece iki kişi bulunduğu zaman, imamın tam arkasında dururlar. Biri erkek, diğeri kadın olursa, erkek imamın sağında, kadın da erkeğin tam arkasında durmalıdır.
İmama uyan kimsenin topuğunun imamdan öne geçmesi:
İmama uyan kimsenin topuğu,imamın topuklarından öne;yaslanarak namaz kılıyorsa uylukları,imamın uyluklarından öne,yaslanarak namaz kılıyorsa yani imamdan öne geçmemelidir.bu saydığımız meselelede,imam ile cemaat aynı hiza da bulunurlarsa,namaz keharetle caiz olur.fakat imama uyan kimse ,imamdan öne geçersenamazı sahih olmaz.imamdan öne geçme hususunda topuğa itibar edilir.
Namazda Kadınlarla Erkeklerin Aynı Hizada Bulunmaları (Muhazat)
Cemaat değişik insanlardan ibaret olunca, imamın arkasında önce erkekler, sonra erkek çocuklar, sonra da kadınlar saf bağlarlar.
Hanefi mezhebine göre, bunun için bir kadın veya buluğ çağına yakın bir kız, bir erkeğin önünde veya tam hizasında aynı namazı cemaatle kılacak olsa, erkeğin namazı bozulur. Buna “Muhazatü’n-Nisa” kadınların erkeklerle bir hizada bulunması” denir.
1-İmam olan zat, kadınlar için imamete niyet etmelidir; çünkü böyle bir niyet bulunmazsa, kadınların imama uymaları sahih olmaz. İmama uymamış sayıldıkları için de, erkeklerle aynı hizada bulunmak söz konusu olmadığından erkeklerin namazını bozmuş olmazlar. Yalnız cenaze namazlarında kadınlara imamete niyet gerekli değildir. Bir de bazı âlimlere göre, Cuma ve bayram namazlarında da, kadınlara imamete niyet etmek şart değildir.
2-Erkekten ileride veya tam bitişiğinde namaz kılan kadın, ister mahrem olsun, ister olmasın, buluğ çağına ermiş veya buna yakın olmalıdır. Dokuz yaşındaki bir kız, ergenlik çağına yakın olacağı için engel sayılır. Sekiz veya yedi yaşında bulunup gelişkin ve gösterişli kız da aynı sayılır.
İmamın arkasında bağlanan safın yarısı erkek, yarısı da kadın olduğu zaman, imama uymak sahihtir. Ancak erkeklerin safının sonunda kadınlardan taraf bulunan erkeğin, arada bir açıklık veya sütre bulunmazsa, namazı bozulur.
Diğerlerin namazı tamamdır. Çünkü namazı bozulan erkek, diğerlerine bir sütre veya duvar görevi görür.
Kadınlarla erkekler aynı safta bulundukları zaman, aralarında bir kişi sığabilecek kadar bir açıklık veya aynı ölçüde bir sütre veya duvar bulunduğu takdirde imama uymaları sahihtir.
Hanefi mezhebine göre, kadınla erkeğin aynı hizada cemaatle namaz kılarken, erkeğin namazı şu durumlarda bozulur:
1-Aynı hizada duran kadının ergenlik çağına girmiş olması. Bu durumda, yaş söz konusu değildir.
2-Kılınan namazın iftitah tekbiri ve eda edilmesi bakımından ortak olması. Yani, kadınla erkeğin beraberce aynı namaza ve aynı imama niyet alarak, iftitah tekbiri getirmeleri gerekir. Aksi takdirde muzahat olmaz. Bu kadın be erkeklerden biri imama uyar, biri de kendi başına kılmak niyetiyle iftitah tekbiri alsalar, eda etme yönünden farklılık olduğu için muzahat (hizalama; safa durma hatası) gerçekleşmez.
3-Kadınla erkeğin aynı yerde bulunması.
4-Muhazatın bir rükun müddetince devam etmesi. Kadın ve erkeklerin aynı hizada saf olması durumunda, aynı hizada sadece bir kadın bulunduğu zaman, sağında ve solunda bulunan bir erkeğin ve tam arkasında bulunan bir erkeğin namazı bozulur. Eğer iki kadın bulunursa, sağında ve solunda bulunan erkeğin ve tam arkalarında bulunan iki erkeğin namazı bozulur. Yani buradan anlaşıldığı üzere, kadınlar tam bir saf olmadıkları sürece, sadece sağında ve solunda bulunan bir erkek ile tam arkalarına gelen bütün erkeklerin namazı bozulur. Ancak açıkladığımız gibi kadınlar tam bir saf olurlarsa, arkalarında bulunan saflardaki erkeklerin tamamının namazı bozulur. (Fethu’l-Kadir, 1/257; Durrü’l-Muhtar, 1/514-537)
Mescid-i Haram’da Erkeklerin Bir Arada Namaz Kılmaları
Şafii mezhebine göre, kadın ve erkeğin Mescid-i Haram’da yan yana durup namaz kılmaları ikisinin de namazını bozmaz. Ancak bunda kerahet vardır. Kâbe’de zaruretten dolayı bu kerahet de kalkar. Öyle ise hac mevsiminde, Hanefi mezhebine bağlı olan kadın ve erkekler, ayrı ayrı namaz kılacak yer bulamadıkları zaman, Şafii mezhebini taklit ederek bir arada namaz kılabilirler.
İmamın Safları Düzenlemesi
Dört mezhebe göre de cemaatle namaz kılınırken, safların düzgün ve sık tutulması sünnettir. Omuzlar birbirine temas etmeli ve ayaklar da aynı hizada bulunmalıdır. İmamın safları düzeltmeyi ve aradaki boşlukları doldurmayı, omuzları düzgün tutmayı emretmesi müstehaptır.
Cemaatin arasında, imamın tam arkasında duracak olan şahsın da namaz kıldırmaya ehil olması gerekir. İmamın abdestinin bozulması vb. gibi durumlarda imamın yerine geçebilecek bir kimse olmalıdır. Diğer cemaatin bu gibi kimseleri gözetmesi ve onlara yer vermesi gerekir. (el-Mecmû, 4/124; Bidayetü’l-Müctehid, 1/144)
Şafii mezhebine göre, önünde başka bir kadın bulunduğu halde kişinin namaz kılması mekruhtur. Eğer bir kadın erkeklerin bulunduğu safta namaza durursa sağında, solunda ve arkasındakilerin namazı batıl olmaz. Saf halinde duran kadınlar, arkalarında namaz kılan erkeklerin namazlarına engel de değildir. Kadının önünde namaz kılanların namazı da, kendi namazı da batı olmaz. Namazda olmayan kadınların namaz kılan erkekler yanında durması da namazı bozmaz.
Namazda İmam Beş Şeyi Terk Ederse Cemaat de Terk Eder
Hanefi ve Şafii mezheplerine göre, imam olan kimse, aşağıda yazılı olan beş maddeyi terk ederse cemaat de terk eder:
1-Bayram tekbirlerini,
2-Üç ve dört rekâtlı namazlarda birinci oturuşu,
3-Tilâvet secdesini,
4-Yanılma (sehiv) secdesini,
5-Kunut duasını terk ettiği zaman cemaat de terk eder.
Namazda İmam Dört Şeyi Terk Ederse Cemaat İmama Uymaz
Hanefi ve Şafii mezheplerine göre, namazda imama uymak vacip, uymamak veya imamdan önce rükunlarını yerine getirmek haramdır. Ancak şu dört hususta cemaat imama uymaz:
1-İmam bilerek fazla bir secde yaparsa,
2-Bayram tekbirlerinde, Ashab-ı Kiram’dan bize ulaşan ölçüsü dışına çıkarak fazla tekbir getirir veya başka bir söz ilave ederse,
3-Cenaze namazında dört tekbir yerine beş tekbir getirirse,
4-Unutarak beşinci rekâta kalkarsa, imama uyulmaz.
Namazda İmam Bazı Şeyleri Terk Ederse Cemaat Terk Etmeyip Yapar:
Hanefi mezhebine göre, bazı durumlarda imam bazı şeyleri terk etse bile, cemaat bunları terk etmeyip yerine getirir:
1-İmam, iftitah tekbiri alırken, ellerini kaldırmadığı takdirde, cemaat ellerini kaldırır.
2-İmam, unutarak Subhâneke duasını terk ettiği zaman, İmam Muhammed’e göre, Fâtiha’yı okuyorsa, cemaat Subhâneke duasını okur. Ama zamm-ı sureyi okuyorsa, cemaat de Subhâneke duasını terk eder.
3-İmam, rükuya varmak için tekbiri terk ettiği takdirde, cemaat terk etmez.
4-İmam, secde tekbirlerini terk ettiği takdirde, cemaat terk etmez.
5-İmam, rükû ve secdelerdeki sünnet olan tesbihleri söylemeyip terk ederse cemaat terk etmez.
6-İmam, teşehhüdü okumayıp terk ederse cemaat terk etmeyip okur. Çünkü birinci oturuşta teşehhüd miktarı kadar oturmak vacip, ikinci oturuşta beklemek farzdır. Teşehhüdü okumak ise vaciptir.
7-İmam, namazın sonunda selam vermeyi terk edip kalkarsa, cemaat selam verip namazdan öyle çıkar. Çünkü bu da vaciptir. İmam teşrik tekbirlerini terk etse de cemaat terk etmez. Çünkü teşrik tekbirlerini söylemek vaciptir.
İMAMA UYAN KİMSENİN HALLERİ
Hanefi mezhebine göre, imama uyan kimsenin, müdrik, lahik ve mesbuk olmak üzere üç hali vardır.
Müdrik: Müdrik, namazın başından sonuna kadar, aralıksız imama uyan ve bütün rekâtları imamla beraber kılan kimsedir.
Lâhik: İmamla beraber namaza başlamasına rağmen, namazın bütün rekâtlarını veya bir bölümünü imamla kılamayan kimsedir. Örneğin, imamla beraber nazma başladığı halde uyku, gaflet, zahmet, abdestin bozulması veya mukim olduğu halde seferi bir kimseye uyma gibi özürler sebebiyle ya da özürsüz olarak, imamdan önce rükû ve secdeye varma sebebiyle ya da özürsüz olarak, imamdan önce rükû ve secdeye varma sebebiyle namazın bütününü veya bazı rekâtlarını imamla birlikte kılmayı kaçıran kimselere lâhik denir.
Lahik olan kimse, kaçırdığı rekâtlarda, baştan sona imama uymuş olan kimse gibi hareket eder. Bu kimsenin imama iktidası (uyması) bozulmaz. Kılamadığı rekâtları kaza ederken, kıraat yapmaz ve sehiv secdesi yapmaz. Çünkü imama uyan kimse, kendi hatasından dolayı sehiv secdesi yapmaz.
Bir kimse, imamla beraber ikinci rekâta başlayarak mesbuk durumuna düşer ve sonra bir veya daha fazla rekâtı imamla birlikte kılmayıp lâhik durumuna geçerse, geçmiş rekâtları kaza ederken kıraat yapması gerekir.
Mesbuk: İmama birinci rekâtta yetişemeyen ve daha sonraki rekâtlarda ona uyan kimsedir. Namaza sonradan yetişen kimse, birinci rekâttan sonra ve son oturuşta imam selâm vermeden önce imama uyan kimse cemaatle kılınan namaza yetişmiş olur ve mesbuk hükümlerine tabi bulunur. Bu duruma göre mesbuk, iki rekâtlı namazda ikinci rekât ve son oturuşta: dört rekâtlı namazda iki, üç ve dördüncü rekâtta veya son oturuşta üç rekâtl namazda ise iki ve dördüncü rekâtlarda imama uyan kimsedir.
Kişi imama uyduğunda, o rekâta yetişmiş olması için imamla rükû yapması gerekir. Camiye giren kimse, imamı rükûda bulur, niyet edip ona uyarak ayakta beklerse, o rekâta yetişmiş olmaz. Çünkü cemaatle kılınan bir namazda imama rükûda yetişip imam henüz başını kaldırmadan rükû imkânını bulan kimse ancak o rekâta yetişmiş sayılır.
Bunun gibi, niyet getirip imama yetişmek için rükûya eğilir, henüz rükû vaziyeti almadan imam başını kaldırırsa yine o rekâta yetişmiş olmaz. Cemaate gelen, imamı rükûda görürse, ayakta iftitah tekbirini getirip, rükûya eğilir. Tekbiri eğilirken söylerse, namazı sahih olmaz. İftitah tekbirini tam ayaktayken almak şarttır. Eğilmeden, imam kalkarsa, o rekâta yetişmemiş olur.
Subhâneke duasını okuma yer; eğer öğle ve ikindi namazı gibi gizli okunan namaz ise iftitah tekbirinden sonradır. Eğer kişi açıktan okunan namazda imama yetişmiş ise sağlam görüşe göre, Subhâneke’yi imamla okumaz.
Mesbuk Dört Meselede İmama Uyan Kimse Gibidir
Mesbuk olan kimse şu dört meselenin dışındaki bütün hallerde yalnız başına namaz kılan kimse gibidir. Ancak bu dört meselede imama uyan kimse gibidir:
1-Mesbuk olan bir kimsenin, kaçırdığı rekâtı tek başına kaza ederken başka bir imama uyması, başka birisinin de ona uması caiz değildir.
2-Mesbuk olan kimse, kaçırdığı rekâtları kaza ederken, yeni bir namaz için tekbir getirip kılmakta olduğu namazı keserse, birinci rekâtı kesmiş ve yeni bir namaza başlamış olur.
3-Mesbuk olan kimse, kaçırdığı rekâtları kaza etmek için kalktığı zaman, imamın sehiv secdesi borcu bulunduğunu görürse, bu sehiv secdesi borcu kendisi imama uymadan önce olmuş olsa bile, kaza etmek için kalktığı rekâtın secdesini yapmamışsa geri dönerek imamla beraber sehiv secdesi yapar. Ancak namazın sonunda bu sehiv secdesini yapmak gerekir. Mesbuk olan kimse, tilavet secdesini kaza ederken de yukarıda anlattığımız gibi hareket etmelidir.
4-Hanefi mezhebinde, mesbuk olan kimse, ittifakla teşrik tekbirlerini (Hanefi mezhebinde, kurban bayramında Arife günü sabah namazından başlayarak, bayramın üçüncü günü ikindi namazının vaktine kadar, mukim olan bir imamım arkasında cemaatle müstehap olarak eda edilen farz namazlardan sonra teşrik tekbirlerini getirmek vaciptir.) getirir. Yalnız başına namaz kılan kimse, İmam-ı Âzam’a göre teşrik tekbirlerini getiremez.
Mesbuk olan kimse, teşehhüd miktarı oturmadan, kaçırdığı rekâtları kaza etmek için kalkarsa namaz caiz değildir.
Mesbukla Alakalı Misaller
2)Akşam namazının ikinci rekâtında imama uyan kimse de birici rekât için bu şekilde harketet eder.
Akşam namazının son rekâtında imama uyan kimse, Subhâneke’yi okur, imamla beraber o rekâtı kılıp teşehhütte bulunur, bundan sonra kalkar. Subhâneke ile Eûzu Besmeleyi, Fatiha ile bir miktar Kur’an okur, rükû ve secdelerden sonra oturur, yalnız Tahiyyat’ı okur, sonra “Allah-u Ekber” diyerek ayağa kalkar, Besmele ile bir miktar daha Kur’an-ı Kerim (zammı sure) okuyarak rükû ve secdelere varır, daha sonra son oturuşu yaparak, selam ile namazdan çıkar. Bu durumda üç defa teşehhütte bulunmuş olur.
3)Dört rekâtlı bir namazın son rekâtında imama uyan kimse, imam ile teşehhüde oturduktan sonra kalkar, Subhâneke, Eûzu ile Besmele’yi ve Fatiha ile bir miktar daha Kur’an okur, rükû ve secdelerden sonra oturur, yalnız Tahiyyat’ı okur, sonra kalkar. Besmele il
4)e Fatiha’yı ve bir miktar daha Kur’an okuyup rükû ve secdeler varır, oturmaksızın kalkar, yalnız Besmele ile Fatiha ile bir rekât daha kılarak son oturuş için oturur, Tahiyyat, Salli-Barik ve Rabbena Atina dualarını okuyarak selam verir.
5)Dört rekâtlı namazın üçüncü rekâtında imama uyan kimse, imamla beraber son oturuşta yalnız Tahiyyat’ı okur, sonra kalkar, Subhâneke, Eûzu-Besmele, Fatiha ve bir miktar Kur’an okuyup rükû ve secdelere varır, sonra kalkar, yalnız Fatiha ile bir miktar daha Kur’an okuyarak yine rükûya, secdelere varır, son oturuş için oturur. Tahiyyat, Salli-Barik ve Rabbena Atina dualarını okuyarak selam ile namazını tamamlar.
6)Dört rekâtlı bir namazın ikinci rekâtında imama uyan kimse, üç rekâtı imam ile beraber kılmış olur, teşehhütten sonra kalkar, Subhâneke, Eûzu-Besmele, Fatiha ve ilave bir sure okuduktan sonra rükû ve secdelere varır, son oturuşu yaparak, namazını selam ile tamamlar.
Mesbukun İmam Selam Vermeden Önce Ayağa Kalkabileceği Haller
Teşehhüt miktarı oturduktan sonra, imam daha selam vermeden önce, mesbukun kaçırdığı rekâtları kaza etmek üzere ayağa kalkması mekruhtur. Ancak aşağıdaki özürler sebebiyle imamın selamından önce kalkmak caiz olur:
a)Abdestin sıkışık olması,
b)Mestlerin mesh süresinin sona ermek üzere bulunması,
c)Özür sahibi olan kimsenin, abdestinin bozulması konusunda vaktin çıkmasından korkması,
d)Cuma namazında, imamın selamını beklediği takdirde, ikindi vaktinin girmesinden korkması,
e)Sabah namazında güneşin doğmasından veya iki bayram namazında öğle vaktinin girmesinden korkması. Bu durumlarda, mesbuk teşehhüt miktarı oturduktan sonra, imamın selamını beklemeksizin ayağa kalkabilir.
İmama, birinci rekâttan sonraki rekâtlarda uyan kimse, kaçırdığı rekâtları kaza etmek üzere kalktığında kaç rekât kaçırdığını hatırlayamazsa, kendisiyle birlikte sonradan imama uyan başka bir mesbukun kaç rekât kılacağını mücerred izlemesi, namazının sıhhatine zarar vermez.
İmam daha selam vermeden mesbuk, tahiyyatı okuyup bitirmiş olsa susar, imamın selam vermesini bekler. Bu konuda doğru olan, mesbukun tahiyyatı yavaş yavaş okumasıdır.
Şafii mezhebine göre, imama uyan kişi ya muvafık’tır ya da mesbuk’tur. Muvafık: İster birinci rekâtta olsun, ister başka rekâtta olsun, imamla beraber Fatiha’nın okunuşuna yetişen kimsedir. Muvafık; özürsüz olarak kasten imamdan fiili bir rükun geride kalırsa örneğin; imam bir rüknu bitirdiği halde, muvafık henüz bu rüknu getirmemişse, bu az bir geri kalma olduğu için namazı batıl olmaz.
Muvafık, imamdan fiilen iki rükun geri kalırsa, imam iki rüknü tamamladığı halde, muvafık bu rükunlardan öncekinde bulunuyorsa örneğin, imam secdeye eğilmeye başladığı halde, muvafık hala kıyamda kıraatte ise eğer herhangi bir özrü bulunmaksızın bunu yapmışsa namazı batıl olur. Ancak bir özrü varsa Fatiha’sını tamamlar ve kendi namazının sırasına göre, imamın arkasından üç veya daha fazla rükun geri kalmamak şartıyla devam eder.
Mesbuk ise birinci rekâtta veya diğer rekâtlarda Fatiha okuyacak bir zaman içinde imama yetişemeyen kimsedir. Namazın bazı rekâtlarını imamla beraber kılmayı kaçırıp mesbuk durumuna düşen kimse, rükû caiz olacak kadar mutmain bir şekilde, imama rükûda yetişirse o rekâta yetişmiş olur. Mesbukun yetiştiği rekât, namazının evveli, tamamladığı rekâtlar ise namazın sonudur.
Mesbuk olan kimse, sabah namazında imamla beraber Kunut duasını okuyup daha sonra namazını tamamladığında da Kunut duasını yeniden okur. (Muğni’l-Muhtac, 1/256; el-Mühezzeb, 1/95)


1)Sabah namazının ikinci rekâtında imama uyan mesbuk, tekbir alıp susar. İmam ile beraber son oturuşta yalnız Tahiyyat’ı okur, imam selam verince kendisi ayağa kalkar, kaçırdığı ilk rekâtı kılmaya başlar. Subhâheke’den ve Eûzu ve Besmele’den sonra, Fatiha ile bir miktar Kur’an-ı Kerim okur, rükû ve secdelerden sonra oturup Tahiyyat ile Salli-Barik ve Rabbena Atina dualarını okuyarak selam verir.

İmam rükûda iken yetişen kimse mesbuk değil lâhik olur, yani namazın başında yetişmiş sayılır. Fakat imam secde halinde yetişip uyan kimse, bu secdenin ait olduğu rekâtı kılmış sayılmaz. Bu yüzden bu rekâtı, imam selam verdikten sonra kalkıp kaza etmesi gerekir.

Mesbuk’un hükmü; kaçırdığı rekâtları kazaya başladıktan sonra, tek başına namaz kılan kimse gibidir. Subhâneke’yi okur, kıraat için Eûzu-Besmele çeker ve okumaya başlar. Çünkü bu kimse kıraat bakımından namazın baş tarafını kaza etmektedir. Bu durumda, eğer Kıraatı terk ederse namazı fasit olur.
bu fotoğraf bana aittir.
İSTİHLAF
İmamın Başka Birisini Kendi Yerine Geçirmesi (İstihlaf)
İstihlaf; imamın bir özür sebebiyle, cemaatten imamlık yapabilecek ehliyete sahip birini, geride kalan namazları tamamlaması için kendi yerine geçirmesidir.
İstihlafın sebebi; abdestin bozulması, şiddetli hastalık, Fatiha gibi vacip olan kıraatten aciz olmak gibi, imamın bir özrünün ortaya çıkmasıdır.
İmamın abdesti bozulduğu takdirde, yerine başkasını geçirerek, abdest alır ve gelip namaza devam eder. Fakat böyle bir durumda cemaatin namazı yeniden kılması daha faziletlidir. Çünkü namazı yeniden kılarak, istihlafı kabul etmeyenlere ihtilaf etmekten kurtulmuş olunur.
İmam olan kimse, küçük veya büyük abdestinin daralması ya da rükû ve secde etmekten aciz olması sebebiyle başkasını yerine geçiremez. Korku ve kıraati unutmak sebebi ile de başkasını yerine geçiremez. Çünkü Kıraati unutan (ayetleri hatırlamayan) kimse, ümmi durumuna geçtiği için, cemaatin namazı bozulur.
İmamın namaz esnasında, bir rükûn miktarı avret yerinin açık kalması sebebiyle başkasının yerine geçemez. Çünkü bu durumda, hem kendi namazı, hem de cemaatin namazı bozulur.
KAYNAKÇA
-http://www.namazzamani.net/turkce/namazda-iftitah-tekbiri-nedir.htm
-https://www.gencdoku.com/bir-muhendisin-imamlik-sancilari-12541.html
-https://www.erhanakyol.com/blog/dinimiz-islam/174-cemaatle-namaz-kilmanin-fazileti.html
-http://sehitastsubayozgurerdoganiho.meb.k12.tr/icerikler/etiket_imamet_
-http://yasirler.blogcu.com/cemaatle-namaz-ve-namazda-tadil-i-erkan/20273820
-https://www.erhanakyol.com/blog/dinimiz-islam/174-cemaatle-namaz-kilmanin-fazileti.html
-https://www.youtube.com/watch?v=aBKoeF5qMtk
-https://kurul.diyanet.gov.tr/Konu-Cevap-Ara/122/namaz-imamet-ve-cemaat