NAMAZIN FARZİYYETİ VE ÖNEMİ

NAMAZIN FAZİLETİ
Amellerin en üstünü,çekirdek bir ibadettir.
Âdetleri ibadete çevirir.
Berekete sebeptir.
Sıhhat ve huzur verir.
İmanı arttırır,şirk ve küfürden uzaklaştırır.
Günahlara kefarettir.
Kötülüklerden alıkoyar.
Bilindiği gibi Yüce Allah'ı tevhid (bir kabul etmek), Onun eşsiz varlığını bilip tasdik etmek, farz olan en büyük bir görevdir. Bundan sonra farzların en büyüğü ve en önemlisi namazdır. Namaz, imanın alametidir, kalbin nurudur, ruhun kuvvetidir, mü'minin miracıdır. Mü'min bu namaz sayesinde Yüce Allah'ın manevî huzuruna yükselir. Yüce Allah'a yalvararak manevî yakınlığa erer. Mü'min için ne yüksek bir şeref!.. Bütün hak dinler, insanlara namaz kılmalarını emretmişlerdir. Bizim sevgili Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz de, peygamber olarak gönderilişlerinden itibaren namaz kılmakla yükümlü olmuştur. Ancak o zaman, güneşin doğuşundan ve batışından sonra olmak üzere günde iki defa namaz kılınıyordu. Sonra Miraç gecesinde beş vakit namaz farz olmuştur. Hazreti Peygamber'in miracı ise, sahih kabul edilen rivayete göre, Medine'ye hicretlerinden on sekiz ay önce Receb ayının yirmiyedinci gecesinde olmuştur.
Kur'an-ı Kerîm'de ve hadîs-i şeriflerde namaza dair birçok emirler ve öğütler vardır. Bütün bunlar, İslam dininde namaza ne kadar büyük önem verildiğini gösterir. Bir ayet-i kerîmenin anlamı şöyledir: "Ey Resulüm! Sana vahy olunan Kur'an ayetlerini güzelce oku ve namazı gereği üzere kıl. Gerçekten namaz, edeb ve namusa uygun olmayan şeylerden, çirkin görülen işlerden alıkor. Her halde Yüce Allah'ı zikretmek, her ibadetten daha büyüktür. Yüce Allah bütün yaptıklarınızı bilir." Namaz ibadeti ise, en büyük zikirdir. Diğer bir ayet-i kerîmenin anlamı şöyledir: "Namazı gereği üzere yerine getiriniz, zekatı yeriniz. Nefisleriniz için hayır olarak önceden ne gönderirseniz, onu Yüce Allah yanında (sevab olarak) bulursunuz; asla kaybolmaz. Muhakkak ki, Allah yaptıklarınızı görür." Bir hadîs-i şerîfde: "Namaz dinin direğidir." buyurulmuştur. Diğer bir hadîs-i şerîfin anlamı şöyle: "Namaz, kişinin kalbinde bir nurdur; artık sizden içini aydınlatmak dileyen, kalbindeki nurunu artırmaya çalışsın." İşte bütün bu mübarek ayetlerle hadîs-i şerifler, namazın Yüce Allah yanında ne kadar büyük ve makbul bir ibadet olduğunu göstermeye yeterlidir.
Gerçek şu ki, namaz çok mukaddes bir ibadettir. Namazın faziletlerine nihayet yoktur. Namaz, aklı yerinde olan ve büluğ çağına ermiş bulunan her müslüman için belli vakitlerde yapılması gereken şerefi yüksek farz bir görevdir. Bu önemli farzı yerine getirenler, Yüce Allah'ın pek büyük ikram ve ihsanlarına kavuşacaklardır. Bunu kasden terk edenler de, azabı çok şiddetli olan Allah'ın acıklı cezasını çekeceklerdir. Müslümanlar, henüz yedi yaşına girmiş çocuklarını namaza alıştırmakla görevlidirler. Bu çocuklara ana-babaları ve yetiştiricileri namaz kılmalarını öğretir ve yaptırırlar. On yaşına bastığı halde namaz kılmayan çocuğa velisi, üç tokattan ziyade olmamak üzere, hafifçe el ile vurur.
İnsan bir düşünmeli, her an Yüce Allah'ın sayısız nimet ve ihsanlarına kavuşmaktadır. Öyle ikramı bol, merhameti geniş olan yaratıcımızın tükenmeyen lütuflarına karşı teşekkürde bulunmak gerekmez mi? İşte insan, namaz yolu ile şükür borcunu ödemeye, yaratıcısının lütuf ve nimetlerini tatlı bir dil ile anarak kulluk görevini yerine getirmeye çalışmış olur. Bu bakımdan: "Namaz, şükrün bütün çeşitlerini bir araya toplar." denilmiştir. Bununla beraber namaz ruhu temizleyen, kalbi aydınlatan, imanı yüksek duygulardan haberdar eden, insanı kötülüklerden alıkoyan, insanı hayırlara, düşünceye, tevazu ve intizama götüren en güzel bir ibadettir. İnsan namaz sayesinde nice günahlardan kurtulur ve Yüce Allah'ın nice ihsan ve ikramlarına kavuşur. Namaz, manevî hayattan başka maddî hayata da canlılık verir. İnsanın temizliğine, sağlığına ve intizamla hareket etmesine sebeb olur.
NAMAZ KILMAKTA ZORLANIYOR MUSUN ?
ŞEYTAN NAMAZ KILMAMAK İÇİN İNSANI NASIL KANDIRIYOR?
Namaz kılmakta zorlanıyor musun? İşte reçetesi. Evet, namaz. Bitmiyor be kardeşim. Hapishanedeki adam bunu söylüyor genelde ama. Hakikaten bitmiyor. Bak yıllardır kılıyoruz değil mi İhsan abi, bitti mi? Bir de 365 gün hacı tatili yok ya. 365 gün yani ne yılbaşı ne bayram. Bitmiyor ağabeyciğim bitmiyor. Harbiden bitmiyor, ölene kadar devam edeceğiz. E ne yapacağız kardeşim? Nefis bunları söylüyor değil mi? Namaz kılmak bitmiyor, işte usanç veriyor. Sabah namazı zor, yatsı namazı çok ağırlaşıyor. Bunları nefis söylüyor. Başka ne söylüyor nefis? Benim nefsim de benzer şeyleri söylüyordu. Nefis ve şeytan kol kola giriyorlar ağabeyciğim diyorlar ki, ‘kanka 17 yaşındasın. Ömrünün baharındasın. Şu güzel yıllarda, şu dinamik yıllarda namaz niyaz olur mu ya’ diyor. ‘arkadaşlarına bak, kim namaz kılıyor sınıfta ya’ bunları sana böyle veriyor alttan alttan. Hakikaten bakıyorsun sınıfta hiç kimse namaz kılmıyor. Kimse namaz kılmıyor. Ne yapacağız, ne edeceğiz. ‘ben sana namaz kılma demiyorum’ diyor nefis. ‘elbette kılacaksın. Sen Müslümansın Özkan. Ama şu lise aradan bi çıksın. Rahat rahat namazını kıl sonra. Huşu ile.’ lise bitiyor. Üniversite telaşı. Vizeler, finaller. ‘tamam ben sana kılma demiyorum. Kıl ama şu üniversite bir aradan çıksın şöyle rahat rahat namazını kıl’ Üniversite bitiyor, askerde de namaz kılınır mı canım? Bak. Bitmiyor ağabeyciğim, aynen öyle yaşanıyor. Ben işi biraz mizaha döküyorum da. Aynı sözleri söylüyor ve insanlar inanıyor. Askerlik bitiyor, e oğlum artık büyüdün, evlenmeyecek misin? Torun sevmeyecek miyiz? Hoop bir evleniyorsun, kadın artık var. Artık çocuklar var. Artık iş var. Onlarla ilgileniyorsun, bu telaşenin içinde namaz kılmaya vakit bulamıyorum diyorsun. Ve ömür geçiyor, ömür bitiyor. 50-60 sene geçince, çocuklar çıkınca, artık iş güç kalmayınca bu sefer ne oluyor. Ya namaza başlıyor. Yani Allah affeder mi kabul eder mi bilmiyorum 60 yaşında. Çünkü gençken insan günaha girebiliyor, yaşlıyken istese de giremiyor kolay kolay. Bu sefer ne oluyor, çok makbul görünmüyor. Ha Allah affeder ayrı mesele. Ya da ne yapıyor ümitsizlik yapıyor. Ya diyor 60 yaşına kadar gelmişsin, yapmadığın nane kalmamış. Namazı niyaz yok 60 yaşında namaz kılacağım cennete gireceğim. Yok öyle olur mu ya, diyor. Allah seni hayatta affetmez diyor, bittin battın diyor. Ümitsizliğe düşürüyor. Bu sefer iş bir çıkmaza giriyor. İşte nefsimiz de benzer sözleri söylüyor.
Bediüzzaman hazretleri, dördüncü sözde çok güzel bir anlatımda bulunuyor arkadaşlar.
Neyle alakalı dördüncü söz? Namaz değil mi? Ben size çok özet anlatayım. Diyor ki bir padişah sana 24 altın verse, her gün bir altını geri götürsen kabul eder misin abi? Altının kaç para olduğunu hatırlayın lütfen arkadaşlar. Yirmi dört altın her gün, sadece bir tanesi geri vereceksin. Ne kadar karın var, 55 mi? 23 altın karın var. Kimsede matematik yok, anlaşıldı. 23 altın kârın var.
Ağabeyciğim bunu kabul etmeyen adama ne derler, bu kadar da olmaz ki. Aynen öyle de beyler. Altından daha kıymetli bir şey var. Ne o? Bill Gates’in satın alamadığı. Zaman arkadaşlar. Ömür, ölümsüzlük. İşte bu saatler var ya altından değerli. Rabbimiz bize her gün 24 saat veriyor ve diyor ki 1 saatini bana ayır ey kulum. Yani namaz abdest bir saat sürüyor ya günde. 1 saatini bana ayır diyor. Al 24’ü 1 saati bana ayır diyor. Ama hala nankörlük yapıyorsak arkadaşlar, diyecek bir şey yok. Yani 24’te bir bu kadar karlı bir ticaret. Ve 1 saatini veriyorsun bitiyor mu? Hayır. Onun karşılığında sana sonsuz hiç bitmeyen bir cennet vaat etmiş. Böyle bir mükafatı koymuş Cenab-ı Hak. Ve işin güzel tarafı ne biliyor musunuz arkadaşlar? Beş vakit namazını kılan bir adamsan, bu beş vakit namazın arasında yapmış olduğun bütün mubah ameller, yani günah olmayan şeylerin hepsi ibadet yerine geçiyor. Sabah namazını kıldın yattın, uykun ibadet yerine geçiyor. Çalıştın, defterleri topladın, ders çalıştın, her şey ibadet yerine geçiyor. Yani sen 60 yaşına geldiğin zaman şunu söyleyebilirsin, elhamdülillah Rabbim, bütün ömrüm boyunca ibadet ettim. Diyebilmen için, şu 5 vakit namazı kılman gerekiyor. Ne kadar karlı bir ticaret ya. Yani kaçırılacak bir ticaret değil bu arkadaşlar. Şimdi, namaz kılmakta zorlanıyor musun? Herkes kendisine bir sorsun. Hatırlayın kışın mesela hava soğuk, evde kalorifer yok. Su buz gibi, çıkacaksın, abdest alacaksın. Elini bir uzatıyorsun uvv diyorsun soğuktan. Yatsı mesela geciktikçe ağırlaşan bir namaz değil mi? Gece iki oluyor, ya kılsam mı? 3 oluyor 3,5- 4 ağırlaşıyor. Yani üzerinde sanki 500 kilo yük ağırlaşıyor. Bazen hakikaten zorlanıyoruz arkadaşlar. Ve zorlandığı için kılmayan arkadaşlarımız bile var. Burada arkadaşlar ikazlar var. Bediüzzaman Hazretleri bunlara cevap veriyor. Birinci ikazda özet olarak diyor ki namaz kıl kıl bitmiyor sorusunun cevabı. Diyor ki namaz kıl kıl bitiyor diyor. Öldüm mü ağabeyciğim namaz bitiyor. Ne kadar yaşayacağın belli değil. Yarına çıkacağının senedi var mı Özkan? Yok. Çıkıyorsun karşıdan karşıya geçiyorsun ahirete geçiyorsun yani hiç belli değil. Bir anda film bitebiliyor, öteki tarafa geçip ikinci filme başlayabiliyorsun. Demek ki ömrümüz ebedi değil. Bir gün gelecek namaz vazifesi bitecek. RUHUN GIDASI MÜZİK Mİ? İkinci ikazda da diyor ki her gün yemek yiyoruz, su içiyoruz. Yani maddi ihtiyaçlarımız var. Değil mi? Ekmek yemeden, yemek yemeden, içmeden yaşayamayız. Ağabeyciğim biz maddeden mi ibaretiz. Ruh var ya can var kardeşim. Bunun bir gıdası ihtiyacı var mı? Var. Nedir o? İşte o gıda namazdır. Ruhunu doyurmak istiyorsan. Yani depresyondan çıkmak istiyor musun kardeşim? Şu ruhi bunaltılarından kurtulmak istiyor musun? O zaman ruhun acıkmış, alarm veriyor. Acıktım diyor, o zaman onun karnını doyur. ŞEYTAN, SABIR KUVVETİMİZİ KIRIYOR Üçüncü ikazda da diyor ki, ey sabırsız nefsim diyor. Bakın müthiş bir analiz. Şimdi oturduk düşünüyoruz. Şimdiki zaman burası, tamam mı? Geçmiş zaman burası İhsan abi gelecek zaman da burası. Ben ortasındayım şu anda. Nefis ve şeytan hücum ediyor, diyor ki ‘ya o kadar namaz kıldın, çektiğin musibetler, ohoo’ diyor. Geleceğe baktırıyor sana diyor ki ‘’o kadar çok namaz kılacaksın ki 40 sene yaşasan, senede 365 gün var, günde beş vakitten ohoo’’ diyor. ‘kıl kıl biter mi?’ diyor. Bak ne yaptı, sabır kuvvetim benim aslında dayanırdı. Ama geçmişe dağıttı sabır kuvvetimi. Geriye kalanı da geleceğe dağıttı. Ortada ne kaldı? Şeytan işi anladı, hücum etti. ŞEYTAN, İSYANA TEŞVİK EDİYOR Ve senin sabrını isyana çevirdi. Artık isyan ettin, kabul etmiyorsun. Yani namaz kılma konusunda bir dirayet lazımdı, yapamıyorsun neden? Geçmişe ve geleceğe dağıttın, o zaman biz ne yapacağız? Geçmişe dağıtmayacağız abi, ne diyeceğiz? Ya geçmiş namazlar sevabını bıraktı, iyi ki kılmışım. Oh elhamdülillah diyeceksin. Geleceğe bakıyorsun, namaz falan yok yani. Gelecek gelmedi ki. Bakın ilginç bir şey söyleyeyim size. Bana yatsı namazı farz değil biliyor musunuz? Yani yatsıyı kıldığım için şu anda benim namazım yok yani bitti. Ha sabah olur kılarız, ayrı mesele. Kardeşim sana yatsı farz mı? Kıldın mı? Kim var şimdi burada kılan? İhsan abi namaz farz mı şimdi sana? Ya dağa buluğ çağına girmedik diyorsun =) demek ki ağabeyciğim sabır kuvvetini dağıtmaya gerek yok. Yatsıyı kılıyoruz çok güzel, vicdanı rahatlatan güzel bir amel. Nefis işte böyle insanı kandırmaya çalışıyor. NAMAZ KARŞILIĞINDA SUNULAN VAAT Dördüncü ikaz beyler, burası hakikaten bazı arkadaşların hoşuna gitmeyecek. Bir adam düşün kardeşim. Sana yüz liralık bir hediye vaat etse, 100 gün seni çalıştırır. Vaadinden dönebilir mi? Dönebilir. İnsan sonuçta. O adama güvenirsin, aksatmadan çalışırsın. Acaba, -şimdi olayın ahiret boyutuna geçiyoruz abi- vadinden dönme hakkında muhal olan bir zat, kim? Rabbimiz. Cennet gibi bir ücreti. Sonsuz mutluluk gibi bir hediyeyi sana vaat etse, -vaadinden dönme ihtimali yok- pek az bir zamanda yani bir saatlik bir namaz günde- ve güzel bir vazifede seni istihdam etse, sen hizmet etmezsen –kılmazsan- ve isteksiz, böyle hıp hızlı usançla yarım yamalak hizmetinle Allah’ı vaadinde ittiham –hediyesini hafife alsan- pek şiddetli bir tedibe ve dehşetli bir tazibe müstahak olacağını düşünmüyor musun? Dünyada hapsin korkusundan en ağır işlerde, aksatmadan hizmet ettiğin halde cehennem gibi sonsuz bir hapis, bunun korkusu en hafif ve latif bir hizmet için sana gayret vermiyor mu kardeşim? Öyle değil mi beyler bakın. Maaşını alıyorsun kaç para? Hadi 3 bin lira diyelim. Üç bin lira maaş alıyorsun, günde 12 saat aslanlar gibi 12 saat çalışıyorsun. Karşılığı neymiş kardeşim, 3 bin lira maaş. Rabbin sana ne vaat etmiş? 3 bin lira mı? Sonsuz bir cennet ve cehennemden kurtulmayı vaat etmiş. Ve sana diyor ki 24 saatte bir saatini diyor bana ayır diyor, sana sonsuz bir cennet vereceğim diyor. Ama sen hala kılmıyorsun. Ya mantığa baksana ya Allah’ını seversen düşün ya. 12 saat çalış, 3 bin lira. Ya bir saat ama sonsuz cennet veriyor Rabbimiz. Ama 12 saat çalışıyorsun, 1 saat yok, kılmıyorsun. Yani burada bir enayilik bir gariplik yok mu? Ha nolmuş? Şu anda biz anladık. Abi dediğin mantıklı, hakikaten ben gidiyorum günde 12 saat çalışıyorum. Üç bin lira maaş alıyorum. Rabbim sonsuz cennet için bir saat çalışmıyorum, çeşit çeşit mazeretler uyduruyorum. Ha bu işte bir gariplik var. Kardeşim, bu işin içinde ne var biliyor musun? Bu işin içinde şeytan var. Şeytan bizi kandırmış. Şu anda uyanma, kendimize gelme zamanı. Ben namaz kılmayan Allah’ın kulunu görmedim ya. Namaz kılmayan bir tane adam tanımadım arkadaşlar. Ama namaz kılamayan, kılamadığını söyleyen o kadar çok insan gördüm ki, sayısını bilmiyorum. Hocam işte işim var gücüm var, kılamıyorum işte bi bitirsem işleri kılacağım. Şu yaşa gelsem kılacağım.. Yani mazeretler, inanın ağabeyciğim bitmiyor. Kardeşim, Kur’an’da Rabbin emrediyor 70’ten daha fazla namaz geçiyor arkadaşlar. 70, 70 e neyle açıklayacaksın. Rabbin demiyor ha kulun işim gücün varsa kılma, kaza yap! Böyle bir şey demiyor Rabbim. Kesin ve net bir şekilde namazı emrediyor. Ama sen kılmak istemiyorsan kılmazsın. Zorlama yok. Yani ne oluyor. İnsan bazen kaliyle konuşur, bazen de haliyle konuşur. Değil mi? Ben içeriye girsem böyle (hızlı nefes alıp veriyor) şu anda size hiçbir şey demedim ama ne anladınız? Merdivenden çıktın yorgunsun. Bu hal dili. Hiçbir şey demedim, ağzımdan bir şey çıkmadı bak. Bir de kal dili var. Giriyorum içeriye, çok yorgunum diyorum. Yorgun olduğumu anladınız. İnsan Allah’a karşı konuşurken her zaman kaliyle konuşmaz. Bazen haliyle de güzel ifadeler veya kötü ifadeler kullanabilir.
‘Ey Rabbim ben senin huzuruna gelmiyorum’
Yani benim sana şöyle bakmam (ters bakıyor) bir mesajdır. Hal diliyle; istemiyorum seni burada. Anlatabiliyor muyum? Aynen öyle de beyler. Ezan okunuyor, sabah namazı vakti. Hayyalesselah, haydi namazı diyor Rabbin. Sen gitmiyorsun. Hal dilinle ne demek istiyorsun? ‘gitmiyorum Allah’ım’ öğlen oluyor, yok. İşlere devam. İkindi oluyor, gitmiyorum. Akşam oluyor, ‘işim var’ yani arkadaşlar çok tehlikeli şeyler yapıyoruz. ‘Ey Rabbim ben senin huzuruna gelmiyorum’ yatsı oluyor ‘gelmiyorum’ ertesi sabah oluyor ‘gelmiyorum’ ya bir patron en ufak bir şeyde seni işten çıkartırken 3,4,5 Rabbine bu kadar isyan etmek! Beyler, itaat etmiyorsan, emri yerine getirmiyorsan bunun adı isyandır. Bir padişahın emri vardır, uygulamazsan ne olursun? İsyankar olursun. Kime isyan ediyoruz biz ya? Patrona isyan edemiyorsun Allah’a isyan ediyorsun. İtaat etmemekle isyan ettiğinin farkında değil misin? Devam ediyorsun, sabah ‘gelmiyorum’ ‘kılmıyorum’ umurumda değil manasına geliyor belli bir süre sonra. Umurunda değil gerçekten ne o ezanı bile duymuyor. ‘Aziz Allah’ diyor geçiyor. Abiciğim sen halinle ne demek istiyorsun? Delikanlıysanız gidin Hanbeli mezhebinde namaz kılmamanın hükmüne bir bakın. Yürek dayanmaz. Burada söyleyemem yani. Namaz kılmamanın karşılığı ‘işte biraz yanarsın bedelini ödersin’ gibi basit bir şey zannediliyor.
70’ten fazla namaz geçiyor Kuran’ı Kerim’de ve insan ‘benim daha önemli işlerim var’
Namaz kılmamak beyler büyük günah. 70’ten fazla namaz geçiyor Kuran’ı Kerim’de. Ne yapıyorsun, ‘takmıyorum, umurumda değil’ ‘benim daha önemli işlerim var’ namazdan daha önemli işlerim var! Çalışmaya devam ediyorsun. Ve o kadar vicdansızlık o kadar büyük nankörlük yapıyorsun ki kardeşim. Yani ‘Rabbim ben 3 bin lira için 12 saat çalışırım, ciğerimi satarım patrona biraz da ikramiye verse’ Ama sonsuz cennet 1 saat ‘ilgilenmiyorum.’ ilgi alanım değil. ‘Benim ilgi alanım paradır. Patron para veriyor, Allah para vermiyor’ ‘Rızkı veren patron, Allah’tan hiç para almadım’ bu manalara gelmiyor mu beyler hal diliyle olan konuşmamız. Yani bunu vicdanınıza sorun. İlla ağzınla söylemek zorunda değilsin, ‘gelmiyorum’ diye. Gitmemekle de ‘gelmiyorum’ demek oluyor. Aynı manaya gelir. Demek ki burada bir şeytanlık var. Demek ki şeytan bizi uyutmuş. Yoksa hepimiz aklı selim insanlar değil miyiz ya?
12 saat 2 bin lira, 1 saat sonsuz cennet.
Tamam kabul. ‘ilgilenmiyorum’ he demek ki burada bir enayilik var. Uyanmamız lazım beyler. Şeytan bize meseleyi uyutmuş, uyutmuş, uyutmuş ve bu duruma getirmiş. Beşinci ikazda da şöyle bir cümle geçiyor beyler; acaba sırf dünya için mi yaratılmışsın ki bütün vaktini ona sarfediyorsun? Düşündük mü cümleyi? Sırf dünya için mi yaratılmışsın ki bütün vaktini ona sarfediyorsun? Namaz kılmak, vücuda ruha çok rahat bir şey arkadaşlar. Ben eski hayatıma bakıyorum, namazsız zamanlarıma bakıyorum. Namaz kıldığım zamanlar, -çok samimi söylüyorum- yeni hayatım eski hayatıma göre dünyevi olarak da en az 5 kat daha fazla keyifli, daha rahat. Manevi olarak rahat. Azrail AS. Gelse, kusurlarım günahlarım var belki ama en azından şu namaz borcunu ödemiş olmanın rahatlığı var, anlatabiliyor muyum? Evet, ayette ne diyor? ‘Kalpler yalnız, Allah’ı anmakla tatmin olur’ kalpler yalnız, yalnız sadece Allah’ı anmakla tatmin olur. Kardeşim, sen kalbini neyle tatmin etmeye çalışıyorsun? Ayetin yanlış olma ihtimali var mı? Ayet diyor ki senin kalbinin tatmin etmek istediğin şey var ya o değil, Allah senin kalbini tatmin edebilir diyor. Ama gidiyorsun mutluluğu başka yerlerde arıyorsun. Kardeşim rica ediyorum canım ciğerim. Bırak, Ahmet’i Mehmet’i anlatılan şeye bak, anlatana bakma. Ne yapacaksın oğlum? Ölüm ölmüyor. Kabir kapısı kapanmıyor. Ne yap biliyor musun? Git evine kardeşim, şeytanın bacağını bugün kır. Al seccadeyi kardeşim, aç seccadeyi. Ellerini kaldır, ‘abi işte yorgunum, şu var da bu var da günahlarım var nasıl kılıcağım..’ kardeşim at seccadeyi ya! Yeter, bu kadar enayilik olur mu gözünü seveyim ya! Kaç senedir şeytan seni ayakta uyutuyor. Bunu ben söylemiyorum. Ayette var namaz emri ben emretmiyorum ki kardeşim. Allah’ını seversen bak, kendine çeki düzen ver. At seccadeyi ya, anan da karşı çıksa, baban da karşı çıksa, dünya da tersine dönse at o seccadeyi yere, kaldır ellerini Rabbine, bütün dünyayı elinin tersiyle it ve sadece Allah’a yoğunlaş. Allahu Ekber de. O’na yönel, o’na secde et. Biliyorsunuz, namaz müminin miracıdır. Yani senin Allah ile görüşmen, Allah ile randevun var. Yatsı namazında, görüşmek istemiyor musun kardeşim? At seccadeyi kardeşim, kaldır ellerini. Bütün dünyayı at geriye ve ellerini bağla, ‘Rabbim’ de. ‘Benim kalbim ancak seni anmakla tatmin oluyor’ ‘Bu dünyevi şeyler Allah’ım benim kalbimi tatmin etmiyor. Allah’ım beni namazda devamlı eyle. Bana hidayet ver’ diye dua et kardeşim. At bugün seccadeyi, ne olursa olsun. Dünya tersine de dönse, bugün senin günün.


Namazı dosdoğru nasıl kılabiliriz? Namazı nasıl ikame edebiliriz? Namazı tadil-i erkan ile kılınması nasıl olur? gibi soruları cevapladık. iyi seyirler.